EN TR
Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
ERENKÖY RUH VE SİNİR HASTALIKLARI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİİstanbul,Kadıköy
DURUM Konsept Proje
TARİH 2020
İNŞAAT ALANI 60000
PROGRAM Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi
YATIRIMCI Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Tüm Projeler
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastaneleri, bir mekanın kullanıcısına etkisinin en derinden hissedildiği yapı
tipolojilerinden biridir. Yapının konumu, çevresi, peyzajı, kimliği ve sunduğu atmosfer tedavinin bir
parçası olarak ele alınmalıdır. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Kadıköy’ün karakteristik konut dokusunun içerisinde konumlanmasına karşın, kampusun sahip
olduğu halihazırdaki yoğun ağaç dokusu sayesinde çevreden koparak, hastaları için doğayla
bütünleşme potansiyeli olan bir konumda hizmet vermektedir. Kuşkusuz, alanda inşa edilecek yeni
kampusun mimari bakımdan en temel hedefi bu potansiyeli korumak ve zenginleştirmek olmalıdır.

Yerleşim Kararları
Fonksiyonu ve kullanıcılarının özellikleri itibariyle ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde, kamusallık
ve özel kullanım arasındaki ayrımın dengesi bıçak sırtındadır, hassasiyetle kurulmalıdır. Kullanıcıların
gereksinimleri, güvenlik ve mahremiyet kavramları kullanımın sınırlarını katı olarak koyar ancak;
hastaların topluma kazandırılması ve ötekileştirilmemeleri amacıyla, bu sınırlarda oluşturulacak
temas noktaları, tedavinin devamı ve toplum farkındalığının sağlanması için çok önemlidir. Hastane
içerisindeki kamusal fonksiyonlar, güvenlik ve mahremiyet unsurları ve temas noktaları arasındaki
organizasyon net ve kolay yönetilebilir bir şekilde planlanmalıdır. Bu doğrultuda, arsa tarafımızca
kuzey-güney doğrultusunda uzanan 3 parça halinde ele alınmıştır:
1- Doğuda hastanenin en dışa dönük ve en yoğun fonksiyonları acil ve poliklinikleri içeren,
kamusal bir zon oluşturulmuştur. Hastanenin iki ana girişini birleştiren ve diğer fonksiyonları
besleyen omurga bu alanın sınırını tanımlar.
2- Batıda, özel bahçeleri ile birlikte tüm yataklı birimler yer alır. Ayrıca yatan hastalar için
permakültür alanı ve spor alanları da bu bölgede yer alır.
3- Ortada ise tüm ortak alanları içeren zon, bir tampon bölge niteliğindedir. Hastalar ve diğer
kullanıcılar arasında karşılaşma ve kesişme imkanları sunar. Kapalı ortak alanlara bu zon
içerisindeki mevcut binalar ev sahibi yapmaktadır. Mevcut binaların hastane temel
fonksiyonlarındansa teknik zorunlulukları görece daha az olan bahar, kreş, psikoterapi ve
idare gibi ortak alanlara ayrılması tercih edilmiştir. Ayrıca Konferans salonu, cafe gibi ilave
yeni yapılar ile anfi, sanat meydanı, kermes alanı, açık atölye alanları gibi önerilen açık alan
işlevleri ile buradaki karşılaşma ve sosyalleşme imkanları çoğaltılmıştır.
Bayar Caddesi, hastanenin çeperindeki en önemli ulaşım aksıdır. Dolayısıyla Acil girişi bu cadde
üzerinde düşünülmüştür. Ayrıca toplu taşıma unsurları da düşünülerek kampusun ana yaya girişi
Bayar Caddesi üzerinde konumlandırılmıştır. Bu giriş geniş, kamusal bir meydan olarak ele alınmış,
halihazırda dışarıdan kentli tarafından sadece bir duvar olarak algılanan kampusun, giriş meydanında
kentliyle temas etmesi hedeflenmiştir.
Hastane içerisindeki araç sirkülasyonu tüm yataklı birimlere ve polikliniklere servis verecek bir ring yol
ile sağlanmıştır. Bu ring, Acil’in trafiğinden ayrıştırılmış ve Acil’e bağımsız olarak ulaşılması
önemsenmiştir.

Yapıların Morfolojsi
Arsanın baş aktörü açık ve net olarak ağaçlardır. Önerilen tüm yapılar ağaçlara göre
konumlandırılmış ve biçimlendirilmiştir. Organik yapılaşmanın kaynağı ağaçlardır. Yapıların çeperleri,
kullanıcılarının doğa ile buluştukları ara yüzlerdir. Çeperlerde oluşan avlular, girintiler ve çıkıntılar
yalnızca ağaçların mimari yuvaları değil, aynı zamanda doğa ile olan alışverişin çoğaltıcılarıdırlar.

Organik yapılar arsa genelinde serpilmiş gibi var olsalar da aslında gruplanarak yapı kümeleri
oluştururlar. Her küme kendi özel açık alanını çevreleyerek örgütler. Yarı açık alanlar yani pergolalar,
yapıları bütünleyerek merkezdeki avlu ve bahçelerin tanımlanmasına yardımcı olurlar.
Bahçe ile ilişkiyi maksimumda tutmak için yapılar alçak tutulmuş ve ağaçlar izin verdiğince alana
yayılmıştır. Yapı yükseklikleri 1ila 4 kat arasında değişir. Yükselerek buradaki etkileyici bitki
dokusunun oluşturduğu atmosferin dışına çıkmak yerine, ağaç taçlarının altında veya hizasında
kalarak, gölgelerinde olmak, her mevsim yeşil kalan görüntülerini algılamak, içerisindeki kuşların,
arasından geçen rüzgarın sesini duymak, Kadıköy’ün betonundan ayrı kalmak tercih edilmiştir. Ayrıca
arsadaki mevcut yapıların yüksekliği ile uyum içerisinde kalmak amacıyla da 4 kat sınır olarak
belirlenmiş, ölçek olarak bölgedeki yoğun yapılaşmadan ve son dönemlerin alışılagelen dev hastane
komplekslerinden farklı bir duruş hedeflenmiştir.

Atmosfer
Hastanenin kurumsal yapısının mimari kimliğine etki etmemesi, yapının daha ziyade evde olma hissini
vermesi hedeflenmiştir. Bu, yapı kütleleri ve cephelerinin yanı sıra peyzaj ve iç mekan tasarımında
da önemsenen bir durumdur. Beyaz, istikrarı ve güven çağrıştırır, bu sebeple genel olarak hastalarda
teskin edici bir etkisi olabileceği düşünülerek tercih edilmiştir. Işığın tedavi edici etkisinden
faydalanmak için, tasarlanan alanların çok büyük bir çoğunluğunda doğal ışık optimum seviyede
sağlanmıştır. Avlular ve çeperlerdeki ağaç yuvaları sayesinde ışık alan yüzeyler arttırılmış, doğayla
bütünleşen, ferah iç mekanlar oluşturulmuştur. Koridorlar yalnızca sirkülasyon mekanları değil; nefes
alma ve sosyalleşme alanları olarak tasarlanmıştır. Koridorlarda ve yataklı birimlerde planlanan
nişler, dışa ve doğaya açılması olası zihinler için dinleme/dinlenme köşeleridir. Mekanlarda
dinamizmden ziyade sakinlik ve netlik olası karmaşa ve kargaşa durumlarını minimize etmek için
tercih edilmiştir. Hastaların gözlemlenebilir olması ile mahremiyetleri arasındaki denge planlama ile
sağlanmaya çalışılmıştır. Yataklı kliniklerde yatak bölümleri, sosyal alanlar ve doktorlara ait odalar ayrı
gruplar halinde çözümlenmiştir.

İnşaat etapları: Mevcut hastanenin kullanım devamlılığını sağlamak için ''Acil'' kısmına dokunmadan,
yapılaşmaya boş alanlardan başlanmalıdır. Yoğun yapılaşmanın ve teknik alanların (Isıtma merkezi,
enerji merkezi vb.) bulunduğu yatak ünitelerinin inşaatına öncelik verilmelidir. (Etap-1)
Mevcut ısı merkezinin olduğu binaların yıkılmasının ardından, önerilen Acil ve Poliklinikler ile
Psikoterapi Merkezi inşa edilmelidir. (Etap-2)
En son, mevcut Acil ve mevcut Psikoterapi Merkezi yıkılarak yerine son iki klinik binası (Amatem
Kapalı Kliniği, Çematem Kliniği ve Amatem Erkek Kliniği) ve diğer ortak kullanımlı binalar inşa
edilmelidir. (Etap-3)


Tüm Projeler
Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma HastanesiErenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi